top of page

Ülkemiz de dahil olmak üzere pek çok ülkede son 30 yılda uygulanan neoliberal politikalarla, toplumların geniş bölümünü oluşturan emekçilerin, üretenlerin kazanımlarının birer birer geri alınarak onurlu yaşama haklarının gasp edildiği, akıl, vicdan, adalet gibi evrensel insani değerlerden ve bilimden uzak bir anlayışın hakim olduğu, en temel insan haklarının yok sayıldığı veya piyasalaştırıldığı, eşitlik ve özgürlüğün olmadığı, doğanın ve insanlığın yok olması pahasına tüm kaynaklara bir avuç insan tarafından el konduğu bir sistem giderek yaygınlaşmaktadır. Bu sistem, eşitlik, özgürlük ve emekten yana güçlerin zayıfla(tıl)masıyla, çeşitli ikna araçları kullanılarak ve zor gücünün yardımıyla pek çok ülkede kalıcı hale gelmektedir.

Sağlık hakkı da bu gelişmeler kapsamında bir hak olmaktan çıkarılarak para kazanılan, kar edilen bir alana, bir sektöre dönüşmektedir. Tüm çalışanlar için olduğu gibi hekimler ve sağlık emekçileri değersizleştirilmekte, mesleki bağımsızlığı yok edilen hekimlerin ucuz ve itaate dayalı mekanik bir iş gücü olarak sermayenin çıkarlarına hizmet etmesi istenmektedir. Sağlık hakkı, hekimlik ve hekimler büyük bir tehdit altındadır.

Bu tehdidi savuşturmanın yolu bu politikaları doğru analiz etmek, hekimlere sağlık çalışanlarına ve topluma doğru şekilde anlatmak ve en geniş kesimlerle bir araya gelerek bu politikalara karşı güçlü bir mücadeleyi hayata geçirmekle mümkündür.

Türk Tabipleri Birliği 1980’lerden itibaren bu piyasacı politikaları doğru şekilde analiz etmiş ve buna karşı toplumun sağlık hakkını, sağlığı sosyal bileşenleri de içerecek geniş bir çerçevede ele alarak, iyi hekimlik değerleri ile birlikte güçlü bir şekilde savunmuş, geniş hekim kesimlerini kapsayabilen demokratik bir örgüt içi ortam yaratarak bir direnci örgütlemeyi başarmıştır. Bu nedenledir ki sağlığın piyasalaştırılması projesi uygulandığı bazı ülkelerde 6-7 yılda hayata geçirilebilirken Türkiye’de 1986’da teorik hazırlıkları başlayan proje halen tam olarak hayata geçirilememiştir. Ancak son yıllarda TTB, yaşanmakta olan süreci doğru analiz etse de bunu tersine çevirebilecek fikirsel üretimi yapmakta ve örgütsel mücadeleyi yürütmekte yetersiz kalmaya, hekimler, sağlık emekçileri ve topluma sesini duyurmakta zorlanmaya başlamıştır. 

Bu zorlanmanın elbette dışsal nedenleri vardır. Ancak bizi ilgilendiren içsel nedenler olmalıdır. İçsel nedenler uzunca bir tartışma konusu olmakla birlikte en temel neden geniş hekim kesimlerine ulaşarak onları harekete geçirebilmek için gerekli olan demokratik, şeffaf ve katılımcı bir yönetim tarzının güçlendirilememesidir. Odaların ihtiyaçlarını, geniş hekim kesimlerinin talep ve görüşlerini, farklı düşünenlerin katkılarını yeterince dikkate almayan bir anlayış, TTB yönetimine giderek hakim olmaya başlamıştır. Bir diğer önemli neden de halkın ve hekimlerin gözünde TTB’nin, sağlık alanındaki öncelikli sorunlar yerine bir takım siyasi tartışmalara daha çok önem veren bir yapı olarak algılanır hale gelmesidir. Özetle söylemek gerekirse bu iki sorun TTB’nin sağlık ortamındaki sözünün ve eylemlerinin etkisinin giderek azalmasına yol açmıştır.

Odalar İnisiyatifi odaların, dolayısıyla olabildiğince çok hekimin, iradesinin, enerjisinin, görüş ve katkılarının hekim hareketine güç verebilmesini sağlamak ve böylelikle TTB’yi yeniden hekimlerin ve toplumun yüzünü döndüğü, sözünün, yaptıklarının etkisinin arttığı demokratik meslek kitle örgütü konumuna getirmek niyetiyle ve iradesiyle ortaya çıkmıştır. Çıkış metninde yazdığı ifadeyle “Bu yola hep beraber dayanışmayla çıkalım, bir sorumluluk hareketi örelim, yaratalım ve tabip odaları/TTB olarak hekimler arasında yeniden umut olalım istiyoruz. TTB’yi başta hekimlerin ve elbette tüm sağlık çalışanlarının, toplumun tüm kesimlerinin yüzünü döndüğü, söyledikleri ve yaptıkları ile referans alınan bir kurum olma hedefine daha da yakınlaştıralım istiyoruz”

 

TTB  demokratik (odaların, hekimlerin, farklı düşünenlerin görüşlerini dikkate alan) şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yönetilmeli, gücünü ve saygınlığını aldığı hekimlik mesleğinin sorunlarını ve ihtiyaçlarını gözetmeli, olabilecek en geniş hekim kesimleri ile yaygın, geniş ve köklü bağlar kurarak kitleselleşebilmelidir. Kelimenin tam anlamıyla demokratik meslek kitle örgütü olmalıdır. Tüm toplumda; “TTB söylüyorsa bilimseldir ve gerçektir, TTB söylüyorsa halkın ve hekimlerin yararınadır” algısını oluşturacak, yaptıkları ve söyledikleriyle referans alınacak bir kurum olmalıdır. Bugün ülkemizin, sağlık ortamının ve hekimlerin ihtiyacı böyle bir TTB’dir.

 

Tabip Odaları İnisiyatifi, TTB’nin 1980’lerden beri savunduğu eşit, ücretsiz, ulaşılabilir nitelikli sağlık hizmetinin güvenli ve güvenceli bir ortamda sunulduğu bir sağlık sistemi için, iyi hekimlik değerlerini benimsemiş bütün hekimlerle birlikte mücadele etme misyonunu hayata geçirme iddiasındadır. Sağlık alanında yaşanan sorunları birebir gözleyebilen, hekimlerin öneri, istek ve ihtiyaçlarını bilen, komisyonlar ve çalışma grupları aracılığıyla hekimlerle birlikte üreten tabip odalarının sesinin ve gücünün Merkez Konseyi’ne, TTB faaliyetlerine yansıması gerektiğini savunmaktadır.

 

Tabip Odaları İnisiyatifi; kendi iç işleyişinde de demokratik, şeffaf ve katılımcı bir tarz izlemektedir. Görüşlerini ifade etmek ve hekim hareketine tabip odaları ve TTB çatısı altında katkıda bulunmak isteyen, iyi hekimlik değerlerini benimsemiş, eşit, ücretsiz, ulaşılabilir nitelikli sağlık hizmetinin güvenli ve güvenceli bir ortamda sunulduğu başka bir sağlık sistemi için çalışmak isteyen ve laik, demokratik, tam bağımsız, halkçı, eşitlikçi ve özgürlükçü bir Cumhuriyette herkesin barış ve kardeşlik içinde, insan onuruna yaraşır bir hayat sürdüğü Başka Bir Türkiye için emek vermeye niyetli tüm hekimlere açıktır.

 

Tabip Odaları İnisiyatifinin Mayıs 2024’te hekim kamuoyu ile paylaştığı çıkış metnindeki çağrıyı yineleyelim:

Emeğiyle yaşamını kazanan, yaşamaya ve yaşatmaya çalışan hekimler olarak gelin TTB’yi hep birlikte bu amaçlar için kuvvetlendirerek var edelim.

Neden Tabip Odaları İnisiyatifi?

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Üyelerimiz

image.png

Prof. Dr. Alpay Azap

Merkez Konseyi Başkanı

image.png

Dr. Nilüfer Ustael

Merkez Konseyi Veznedar Üyesi

image.png

Prof. Dr. Ali Osman Karababa

Merkez Konseyi

Üyesi

image.png

Dr. Murat Erkan

Merkezi Konseyi

Üyesi

image.png

Dr. Güzide Elitez

Merkezi Konseyi

Üyesi

bottom of page